Edward Thorndike tarafından 1920’de ortaya konulan “Halo Etkisi” kuramı; bir şahıs, işletme, marka ya da ürünle ilk karşılaşıldığında edinilen olumlu ya da olumsuz yargının, diğer tüm alanlardaki özellikleri etkileyeceğini öne sürmektedir.
Kuram ismini, ortaçağ döneminde azizlerin başları üzerinde resmedilen parlak daireden (halo) almıştır. O dönemde azizlerin yüzleri, başlarındaki halkanın ışıltısıyla adeta nurlanmış gibi resmedilmiş, yüzü ay gibi saf ve parlak olan kişilerin iyi ve değerli insanlar oldukları yönünde toplumun sahip olduğu yargının inanca dönüşmesi sağlanmıştır.
Düşündüğümüzde kendi hayatımızda da çoğunlukla bu kuramın geçerli olduğunu görebiliriz. Eğer ilk görüşte bir şeyden ya da bir kişiden hoşlandıysak, onun herhangi bir yönünü çok beğendiysek kötü olan taraflarını görmeyiz veya görmemezlikten geliriz. Tam tersi şekilde; ilk karşılaşma esnasında göze batan ve bizi rahatsız eden bir görüntüyle karşılaşırsak, olumsuz bir önyargı ile o kişiye ya da nesneye hep olumsuz yaklaşırız.
Çünkü karmaşık bir yapıya sahip olan insan zihni belirsizliklerden hoşlanmaz, ara tonları sevmez. Bir şeyi net bir biçimde iyi ya da kötü olarak görmek, zihin için daha kolaydır. Sonuca, bilgisayardaki kısayol tuşu mantığı ile bir an önce ulaşmaya çalışır. Örneğin yeni bir kişiyle tanıştığımızda o kişi hakkındaki ilk değerlendirmemizi çocukluğunu, almış olduğu eğitimi, yaşadığı güçlükleri, aile yapısını ya da fikirlerini göz önünde bulundurarak yapmayız, zaten bunu istesekte yetersiz bilgimiz nedeniyle yapamayız. Beyin ilk yargıya elindeki tek bilgi olan dış görünüşü (giyim-kuşam, konuşma şekli ve ses tonu, jest ve mimikler vb.) kullanarak en kısa yoldan ulaşır.
İçerisinde çalışılan ya da yaşanan yapılar da, ait oldukları kişi ya da firmanın karakteri hakkında insanların ilk izlenimlerini etkileyen en önemli faktörlerden biridir.
Bir düşünün… İş veya özel hayatınızda ilk kez görüşeceğiniz kişileri basit, özensiz, sıradan ve köhne bir yerde mi, yoksa karakterinizi ortaya koyan, insana güven veren, ferah ve şık bir yerde mi ağırlamak istersiniz?
İşte bu noktada; başta Çorlu, İstanbul ve Trakya bölgesi olmak üzere tüm Türkiye’de alüminyum giydirme cephe sistemleri alanında hizmet vermekte olan Kafdaş Yapı gibi firmalar devreye girmekte, yapısal ve görsel birçok avantaja sahip alüminyum giydirme cephe sistemleri ile yapınızın, karakterinizi yansıtmasına yardımcı olmaktadır.
Alüminyum giydirme cephe sistemleri; klasik beton duvarların aksine, dış ortamla iç yaşam alanını estetik bir şekilde birleştiren, yapısal ve görsel birçok avantajı olan sistemlerdir.
Betonarme yapı ve yapısal çelik alanlarında yaşanan gelişmeler neticesinde; bina yapım konseptleri de büyük bir değişime uğradı. Önceden duvarlarla desteklenen yapıların yerini, daha ağır yükleri destekleyen küçük ebatlı kolonların kullanıldığı yapılar aldı. Bunun sonucunda da; yapısal destek maksadıyla kullanılan dış duvarlara duyulan ihtiyaç azaldı, daha hafif ve ekonomik olan, şık görünümlü alüminyum giydirme cephe sistemleri tercih edilmeye başlandı.
Alüminyum giydirme cephe sistemlerinin amacı; ana yükden bağımsız olarak sadece kendi ağırlığını taşıyan, iç ortamı rüzgâr, ısı değişiklikleri ve yağış gibi dış etkenlerden koruyan bir zarf ile yapıyı kaplamak, bu işlemi yaparken de yenilikçi modern mimarinin estetik anlayışından azami derecede faydalanmaktır.
Bu nedenle; şık ve güvenilir bir mimari uygulamanın hedeflendiği alüminyum giydirme cephe uygulamaları için bilgi ve tecrübe birkiminin yanında, her biri kendi alanında uzman profesyonel bir ekibe sahip Kafdaş Yapı benzeri firmalarla çalışmak önem arz etmektedir.
Alüminyum giydirme cephe sistemleri klasik beton duvarlı yapıların aksine, uygulama yapılacak yapı ve kullanılacak malzemelerin en uyumlu şekilde birleştirildiği, hayallerin sınırlarını zorlayan tasarım modellerinin ortaya konduğu, çok geniş seçenek yelpazesi olan sistemlerdir. Çünkü bu sistemlerde malzeme, şekil ve renk kombinasyonunun çeşitliliği sınırsızdır.
Alüminyum giydirme cephe sistemleri ile yapıların dış cephesi, alüminyum çerçeve içerisine yerleştirilmiş cam, kompozit panel, seramik, ince taş blok, kumaş, ahşap ve panjur gibi malzemeler ile oluşturulan bir duvar ile kaplanır.
Alüminyum giydirme cephe uygulamalarında estetik ve şıklık kadar yapısal sağlamlık da ön plandadır. Çünkü yapının dış etkenlerden korunması birincil amaçtır. Bu nedenle de tıpkı Kafdaş Yapı’nın yaptığı gibi; Türkiye’nin önde gelen üretici ve tedarikçi firmalarına ait uzun ömürlü, kaliteli ve güvenilir malzemelerin kullanılması gerekir.
Alüminyum giydirme cephe sistemleri standart yapı sistemlerine göre birçok yapısal avantaja sahiptirler:
Alüminyum giydirme cephe sistemleri, görsel ve kullanım avantajları sayesinde yapıların iç ve dış alanlarını daha estetik hale getiriler:
Alüminyum giydirme cephe sistemleri, imal, bakım ve sürdürülebilirlik açısından ekonomiktirler:
Alüminyum giydirme cephe sistemleri ile elde edilecek tüm faydalardan yararlanmak için Çorlu alüminyum giydirme cephe firmaları arasında yadsınamaz bir öneme sahip olan Kafdaş Yapı ile çalışabilir, binanıza yapısal, estetik ve ekonomik olarak değer katabilirsiniz.
Her bir uygulama için; yapının durumu ve ebatı, kullanılacak malzeme, tasarım talep ve ihtiyaçları farklılık göstereceğinden alüminyum giydirme cephe fiyatları hakkında genel bir bilgi vermek mümkün değildir.
Eğer siz de yapılarınızda estetik, konfor ve kaliteyi tercih ediyorsanız; iletişim bilgilerimizi kullanarak bize ulaşabilir, alüminyum giydirme cephe fiyatlarını öğrenebilir, en ekonomik çözümleri sunacak olan sektörün lider firması Kafdaş Yapı ile sizi ileriye götürecek yeni bir yola çıkabilirsiniz.